Milletvekili Seçimi Oy Pusulası İhalesinde (Aslında) Ne oldu?

      Haber çoğumuzun malumu.
     “Milletvekili genel seçiminde kullanılacak oy pusulalarının basımıyla ilgili ilk ihaleyi 11 milyon 990 bin liralık teklifle kazanan firma, 3 gün sonra tekrarlanan ikinci ihaleyi 899 bin liralık bedelle aldı. Devlet Malzeme Ofisi (DMO) Genel Müdürlüğü yetkilileri, oy pusulası ihalesinde yaşanan süreçle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı”:
     ‘Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığı, 29 Nisan 2011 tarihinde DMO’ya bir yazı göndererek, milletvekili genel seçimlerinde 81 ilde (85 seçim çevresi) kullanılmak üzere değişik ebatlarda toplam 209 bin 587 paket (69 milyon 163 bin 710 adet) birleşik oy pusulalarının basım işinin ihalesinin Genel Müdürlükçe 2 Mayıs 2011 tarihinde saat 10.00′da yapılarak, sonuçlandırılmasını istedi. İhaleye ilişkin idari ve teknik şartname ile ihale yöntemi, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığınca hazırlanmıştır.’
     Bu haberin bana düşündürdüklerini bu yazıda paylaşmak istedim.


     1. DMO diğer kamu kurumları adına merkezi satın alma yapmaktan sorumlu bir kamu kurumudur. Merkezi satın alma kurumları “satın alma uzmanlıklarına” sahip oldukları için diğer kamu kurumlarına göre satın alma sürecini daha iyi yönetebilir, rekabeti ve saydamlığı artırabilir ve büyük hacimli satın alımlar sayesinde alım maliyetlerini düşürebilir. Ancak, merkezi satın alma kurumlarından beklenen bu faydaların elde edilebilmesi için bunların satın alma süreçlerinde uymaları gereken usul kurallarının da önceden ve ayrıntılı biçimde kanunla belirlenmesi ve satın alma işlemlerinin sonradan denetlenmesi gerekmektedir. Nitekim, Tam Üyelik müzakereleri çerçevesinde kamu alımları müktesebatını üstlenmeyi taahhüt ettiğimiz Avrupa Birliği’nde üye devletlerin merkezi satın alma kurumları AB’nin kamu alımları Direktifine tabidir. Bu çerçevede, DMO’nun merkezi satın alma kurumu olarak kendisinden beklenen işlevleri sağlıklı biçimde yerine getirebilmesi için, satın alma işlemleri 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na tabi olmalıdır.
     2. Öte yandan, 4734 sayılı Kanun’da 2008 yılında 5812 sayılı Kanun'la yapılan bir değişiklikle genel veya mahalli seçimler ile Anayasa değişikliklerinin halk oyuna sunulması durumunda, Yüksek Seçim genel veya mahalli seçimler ile Anayasa değişikliklerinin halk oyuna sunulması durumunda, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılacak bazı mal ve hizmet alımlarıyla, mahalli seçimlerle ilgili İl Seçim Kurulu Başkanlıkları tarafından yapılacak oy pusulası basım hizmetlerinin ihalesiz olarak doğrudan satın alınabilmesine imkân verilmiştir. 12 Haziran seçimlerine ilişkin işlemlerde, YSK bu yetkisini kendisi kullanmamış; oy pusulalarını ihalesiz kendisi satın almak yerine, vebalden kaçınarak (blaim shifting) ihalesiz satın alma yetkisini DMO’ya devretmiştir. Ancak, DMO’nun açıklamasına göre YSK’nın devir kararında “ihaleye ilişkin idari ve teknik şartname ile ihale yöntemi, YSK Başkanlığınca belirlenmiştir.” Diğer bir deyişle YSK davulu DMO’ya vermiş, tokmağı kendisinde tutmuştur. Ayrıca, YSK 29 Nisan 2011 (Cumartesi) günü DMO’ya gönderdiği yazıda ihalenin 3 gün sonra 2 Mayıs 2011 (Pazartesi) günü ihaleye çıkmasını istemiştir. DMO yazıyı aldığı gün ilana çıkmış ve isteklilerin şartnamelerini –aynı gün içinde- almalarını, teminatlarını hazırlamalarını ve 3 gün sonra tekliflerini sunmalarını duyurmuştur. İhaleye katılmak isteyen bazı firmalar, 4 milyon liralık teminatı yatırmak için vakit olmadığını belirtince, ihale Pazartesi günü saat 10:’dan, 15.30'a ertelenmiştir. Şartnameye aykırılıklar olduğunu savunan bazı firmalar, DMO ve YSK’ya itirazlarını iletmiş ve ihale “rekabet koşulları oluşmadığı” gerekçesiyle iptal edilmiştir.
     3. YSK 12 Haziran 2011 seçimlerine ilişkin takvimi 7 Mart 2011 tarihinde kararlaştırmıştır. Peki, oy pusulalarının ihale edilmesine ilişkin yazıyı DMO’ya neden 53 gün sonra 29 Nisan 2011 tarihinde göndermiş ve ihalenin 3 gün içerisinde yapılmasını istemiştir? Konunun usul(süzlüğ)e ilişkin yönünü ilgili makamlara bırakalım ve şu kadarını belirtelim. Kamu alımlarında rekabet koşullarını ve saydamlığı sağlamanın temel mekanizmalarından birisi de satın alma ilanlarının isteklilerin tamamının haberdar olabileceği yöntemlerle ve tekliflerini ayrıntılı biçimde hazırlayabilecekleri kadar uzun sürelerde duyurulması gerekmektedir. 2 günü hafta sonu tatiline denk gelen 3 günlük sürede ilan edilen bir ihalede rekabet koşullarının sağlanmayacağı zaten baştan belliydi. Bunu önceden öngörmek mümkündür ve ayrıca tecrübe etmeye gerek de yoktur.
     4. Daha da önemlisi Kamu alımlarında rekabetçi bir sürecin tesis edilebilmesi için satın alma kurallarının açık, öngörülebilir ve eşitlikçi olması gerekmektedir. Bunun yanısıra, bu kurallar istikrarlı ve adil biçimde uygulanmalıdır. Kamu alımları düzenlemelerinin etkili ve etkin biçimde uygulanabilmesi ve ekonomik açıdan en iyi teklifin seçiminin temini için satın alma görevlilerinin takdir yetkilerinin sınırlandırılması ve satın alma sürecinin denetlenmesi gerekmektedir. Bu süreci tesis etmek için, uluslararası uygulamalarda kamu alımları düzenlemeleri ulusal düzeyde merkezi olarak belirlenmekte ve denetlenmektedir. Bu çerçevede, YSK ve DMO’ya ait olanlar dâhil 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda yer alan istisnalar kaldırılmalı ve kamu kaynağı harcanarak yapılan alımların –eksikliklerine rağmen- rekabetçi, saydam ve eşitlikçi mekanizmaları öngören 4734 sayılı Kanuna göre yapılmalıdır. Kamu kurumları hızlı iş yapmak için esnek kurallara tabi olmayı isteyebilirler. Ancak, kamu kaynaklarının harcanmasında hesap verebilirlik ve saydamlık en az iş yapma sürati ve esnekliği kadar önemlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder